Üzüm, bolca tükettiğimiz meyveler arasındayken çekirdekleri pek sevilmez. Hatta sırf çekirdeklerinden kurtulmak için de çekirdeksiz üzüm aldığımız zamanlar olur. İşte tam bu noktada kaybedilen şifa kaynağını yani üzüm çekirdeğini yakından tanımak için bu yazıyı birlikte inceleyelim.
Peki siyah üzüm çekirdeğini hangi noktalardan inceleyeceğiz? Siyah üzüm çekirdeğinin içerisindeki etken maddeler nelerdir ve bu etken maddelerin vücudumuza etkileri nelerdir? Üzüm çekirdeğinin faydaları nelerdir ve hangi rahatsızlıklarda tedavimize destek olur? Tüm bu soruların yanıtları şimdi yazımızda.
Siyah Üzüm Çekirdeğinin Etken Maddeleri Nelerdir?
- Resveratrol
- OPC (Oligomeric Proanthocyanidin)
- Nikotinik asit, Niyasin(B3 vitamini)
- Kükürt
- Fosfor – Demir
- Kalsiyum – Sodyum
- Vitamin A, B, C
- Potasyum
Resveratrol, başta siyah üzüm olmak üzere birçok bitkide bulunan doğal bir fitoaleksindir. Fitoaleksinler; bitkilerde UV ışını, hasar ve enfeksiyonlara karşı gelen ikincil yapılardır. Çok güçlü antioksidan özelliği vardır. Resveratrol, siyah üzümde yüksek konsantrasyonda bulunmaktadır. Siyah üzüm; soğuk hava koşulları, mantar enfeksiyonları gibi etkenlere bağlı olarak kendini korumak için resveratrol maddesini üretir. Ayrıca resveratrolün kanser hücrelerinin çoğalmasına engel olduğu görülmüştür.
OPC (Oligomeric Proanthocyanidin), üzüm çekirdeğinde bulunan çok güçlü bir antioksidan maddedir. En önemli özelliği, kan yağının ve kolesterolün oksitlenmesini önlemeye çalışmasıdır. Oksitlenmiş kolesterol içeren küçük boyutlu LDL taneciklerinin yüksek düzeyde olduğu hallerde bu LDL damar çeperlerinde aterom denen birikmelere yol açar, bu duruma ateroskleroz denir. Ateromlar hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. OPC’nin kanser tümörlerini yok edici etkisi de bulunmaktadır.
Nikotinik asit yani B3 vitamini vücudumuz için zorunlu gereksinimi bulunan bir vitamindir. Aşırı eksikliği insanlarda pellegra adı verilen ve sinir sisteminde fonksiyon bozukluğu, mide-bağırsak sistemi bozukluğu, ishal, zihin bulanıklığı, depresyon ve ağır dermatit ve çeşitli cilt lezyonları ile karakterize bir hastalık oluşturur. Kısmi eksikliği ise metabolizma yavaşlamasına ve soğuğa dayanıksızlığa yol açar. İçeriğinde bol miktarda nikotinik asit barındıran siyah üzüm çekirdeğini tüketerek bu rahatsızlıklardan korunabiliriz.
Kalsiyum, hamilelik esnasında yeterli miktarda alındığı takdirde yüksek tansiyonu önler. Ayrıca kalsiyum tüketimi; metabolizmayı destekler, kolon kanseri riskini düşürür ve D vitaminiyle birlikte alındığında iltihaplanmaya yol açacak belirtileri ortadan kaldırır.
İçeriğinde bulunan diğer etken maddelerin de katkısıyla görme gücünde yaşlanmaya bağlı bozulmayı azaltmaya yardımcı olduğu (A vitamini göz sağlığımız için önemlidir), gözdeki nokta makula dejenerasyonunu (gözde makula ismi verilen bölgenin bozulmasıyla karakterize bir retina hastalığıdır) önlediği bilinmektedir. Hamilelik süreci ve emzirme dönemi dahil anne ve bebeği demir eksikliğine bağlı kansızlıkta takviye edicidir. Rusya’da Çernobil faciası sonrası bölge insanlarına devlet tarafından siyah üzüm çekirdeği ekstresi dağıtılmıştır. İçeriğindeki poifenolik proantosiyanidinetken maddesinin kalp – damar sağlığını koruduğu, özellikle serbest radikal hasarı ile ortaya çıkan doku yıpranmasının önüne geçebildiği gözlenmiştir. Ayrıca kolesterole bağlı damar tıkanıklığını önleme ve tedavi etmede de destekci olarak kullanılır.
Siyah Üzüm Çekirdeğinin Kullanımı
Kendisi küçük etkisi büyük olan siyah üzüm çekirdeği farklı şekillerde kullanılabilir. Rusya’da Çernobil faciası sonrası bölge insanlarına radyasyona karşı korunabilmeleri ve maruz kaldıkları hasarı onarabilmeleri için siyah üzüm çekirdeği ekstraktı kullandırılmıştır. Çernobil faciasından sonra olumlu etkilerinin duyulmasıyla siyah üzüm çekirdeği ekstraktının kullanımı yaygınlaşmıştır. Siyah üzüm çekirdeğinin toz halde kullanımında bal, yoğurt gibi besinlerle karıştırılarak tüketildiği görülmektedir. Buna ek olarak üzüm çekirdeği tozundan kahve de yapılabilmektedir. Siyah üzüm çekirdeği yağı olarak da alınarak çeşitli şekilde kullanılabilir. En etkili kullanımı ise siyah üzüm çekirdeği ekstraktını kullanmaktır. Ekstrakt bitkinin özü anlamına gelmektedir. Siyah üzüm çekirdeğine uygulanan ekstraksiyon yöntemleri sonucunda siyah üzüm çekirdeği ekstraktı elde edilir. Bitkinin ekstraktının tüketilmesi demek bitkiden alınabilecek maksimum faydanın alınması demektir.
Siyah Üzüm Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?
Siyah üzüm çekirdeği, güçlü antioksidan özelliğiyle insan sağlığının dostudur. İçeriğindeki etken maddelerin zenginliği ve etkinliği sayesinde tam bir şifa kaynağıdır. Tükettiğimiz takdirde vücudumuz için tam bir savaşçıdır. Yeri geldiğinde hastalıklarımızı önleyen, yeri geldiğinde tamamen ortadan kaldıran, bazen de vücudumuza destek olarak enerjimizi yerine getiren kendisi küçük ama marifeti büyük bir dostumuzdur.
- Kan kardeşimizdir. Demir eksikliğine bağlı kansızlıkta vücudumuza destekçidir.
Aslında kanımızın rengi kırmızı değil bulanık beyazdır. Kana renk ve yoğunluk veren birçok madde vardır. Kan, insan bedeninde her noktaya ulaşabildiği için her organın ihtiyaç duyduğu proteinleri ve oksijeni taşır. Kanımıza kırmızı rengi veren hemoglobinin yapısındaki demir elementidir ve görevi organlara oksijen taşımaktır. Kanımıza renk veren bu element yani demir, siyah üzüm çekirdeği ekstresinde bol miktarda bulunmaktadır. Vücudun oksijen taşıma kapasitesini artırarak enerjik ve dinç bir beden sağlar. Bu sebepten anemi (kansızlık) sorunlarında kullanılmaktadır. Hamilelik süreci ve emzirme dönemi dahil anne ve bebeği demir eksikliğine bağlı kansızlıktan korumak için takviye bir gıdadır.
- Kan dolaşımını düzenler. Kalp – Damar dostudur.
Siyah üzüm çekirdeğinin etken maddelerinden olan resveratrolün kan dolaşımını düzenleyici, kolesterol düşürücü ve kalbi rahatlatıcı bir etkisi vardır. Kalp kaslarının daha sağlıklı çalışmasını sağlayarak kalp krizi riskini en aza indirger. Resveratrolün anti-aterojenik (damar sertliğini önleyici) etkisinin olduğu da saptanmıştır.
İçeriğindeki proantosiyanidin (üzüm çekirdeği gibi birçok bitkide bulunan bir polifenol, resveratrol de fenollerden biridir) etken maddesinin kalp – damar sağlığını koruduğu, özellikle serbest radikal hasarı ile ortaya çıkan doku yıpranmasının önüne geçebildiği gözlenmiştir. Ayrıca kolesterole bağlı damar tıkanıklığını önleme ve tedavi etmede de destekçi olarak kullanılır.
- Beyin işlevleri için güçlendirici bir etkiye sahiptir.
Amerika’da Alabama Üniversitesi’nde üzüm çekirdeği ekstresinin beyin üzerindeki etkileri araştırılmış, proteomik (proteinlerin büyük ölçekli bir çalışması) analizi yapıldığında beyin proteinlerini düzenlediği, beyin hastalıklarında kullanılabileceği açıklanmıştır. Alzheimer gibi hastalıklar da önerilmektedir. Hafızayı güçlendirici etkileri vardır. Dikkat dağınıklığı, dalgınlık gibi durumlara da iyi gelmektedir.
- Enfeksiyon oluşumunu engeller, oluşmuş enfeksiyonlarda ise tedavi edicidir.
Siyah üzüm çekirdeğinin etken maddelerinden olan resveratrol, enfeksiyonlara karşı gelen bir maddedir. Hatta siyah üzüm, kendini soğuk hava koşulları ve oluşabilecek mantar enfeksiyonlarından korumak için resveratrol maddesini üretir. Çok güçlü bir antioksidan olmasının yanı sıra antimikrobiyal özelliği vardır. Bu özelliği sayesinde vücuttaki bakteri, virüs gibi mikroorganizmalara karşı koruma sağlar.
- Cilt için önemlidir, sivilce oluşumunu engeller.
Vücuttaki iltihap ve enfeksiyonları engelleyici özelliği bulunan siyah üzüm çekirdeği, vücudu toksinlerden arındırarak sivilce oluşumunu engeller. Hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırır.
- Kanser hücrelerine karşı savaşçıdır.
Etken maddelerden olan resveratrol siyah üzüm çekirdeğinde yüksek konsantrasyonda bulunmaktadır. Resveratrolün kanser hücrelerinin çoğalmasına engel olduğu görülmüştür.
- Saç bakımı için önemlidir.
Siyah üzüm çekirdeğinin içeriğindeki E vitamini, koparak dökülen saçların kopmasını engelleyerek saç dökülmesini durdurur. Ayrıca uzamayan saçların beslenerek sağlıklı bir şekilde uzamasına destek olur.
- Hücrelerinizi yeniler, yaşlanma karşıtıdır.
Siyah üzüm çekirdeği, içeriğindeki proantosiyanidinler ile anti-ageing (hücre yenileyici) olarak bilinir. Yaşlanmayı yavaşlattığı ve yaşam süresini uzatıcı etkisi olduğu ispatlanmıştır.
- Sindirim ve boşaltım sistemlerini, metabolizmayı destekler.
Sindirim ve boşaltım sisteminin sağlığı için destekleyici bir etkisi vardır. Bağırsakları rahatlatarak sindirim problemlerini ortadan kaldırır. Böbrek sağlığını korur ve vücudun asit dengesini sağlar. Antioksidan özelliği sayesinde vücuda zarar veren toksinlerin atılmasını ve yağ yakımını kolaylaştırır.
- Kan şekerini dengeler ve enerji verir.